İnovasyon; şirketlerin ve bireylerin teknolojik, sosyal,
siyasal vb. politikalarında yenilikçi modellere yönelmesi ve ya farklılaştırma
çabasına girişmesine denir. Günümüzde inovasyon bir ülkenin gelişmişlik
düzeyini önemli ölçüde belirleyen etkenlerin başında gelir. Girişimcilik ve
inovasyonu bir araya getirdiğimiz zaman AR-GE odaklı birey ve şirketlerin bütün
halinde çalıştığını ve oluşturulan yenileşme hareketleriyle –örneğin son 6
yılda kurulan KOBİ’lerin %60’ının batması- şirketlerin ayakta tutunmasına
yardımcı olur. Günümüz teknoloji çağında yenileşme hareketinin özellikle
Japonya’da daha belirgin halde olması ve
Japonya’nın AR-GE çalışmalarına büyük önem vermesi ülkenin ilerlemesine,kalkınmasına
ve kat kat gelişmesine sebep olmaktadır.
İstanbul’da düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası
etkinliğinde olağanüstü fikir ve görüşlerin hakim olduğu, şirket CEO’larının ve
ya temsilcilerinin başarı öykülerini üstün düzeyde bizlere aktarması kongrenin
daha heyecanlı ve verimli geçtiğinin en önemli belirtilerinden biridir.
Özellikle Arçelik firmasının ürettiği yeni nesil ürünler ve rakamlarla
belirtecek olursak pazar payında Avrupa’da beyaz eşya sektörü alanında Beko adı
altında 2.sırada yer alması, 130’dan fazla ülkeye hizmet sunması ve bu
başarısına AR-GE ve inovasyon bilincinin şirket çalışanlarında yer
edinmesi,inovasyonun sadece teknoloji ile değil her alanda uygulaması
Arçelik’in başarısının en önemli göstergelerinden biridir. Beni oldukça
derinden etkileyen(bana göre) en önemli yenilikçi uygulaması Afrika’da güneş
enerjisi ile çalışan buzdolabı ve dondurucu üretilmesi, ayrıca sadece 20
derecede %80’e kadar tasarruf sağlayarak hijyenik yıkama yapan yeni nesil
çamaşır makinası ile üstün başarılara imza atıyor Arçelik devi. Arçelik Genel
Müdürü Levent Çakıroğlu kapanış konuşmasında ; ‘Ülkemizin kalkınması ve dünyada
öncü niteliklere ulaşılması inovasyonla olacaktır. Yatırımların artarak sürmesi
herkes için bir sorumluluktur ve herkes bu sorumluluğun bilincinde olmalıdır
dedi.’
Diğer konferanslara ortak bir payda altında değinecek
olursak; Amerika’nın inovasyonda başarılı olmasında en önemli faktörün dışarıya
yönelmek olduğunu ve içe dönük şirketlerin sadece %25 inovatif politika
uyguladığı ve bu yüzden gelişiminin oldukça yavaş olduğu belirtildi. Ayrıca
Amerika’nın uzun yıllardır inovasyona büyük önem vermesiyle özellikle serbest
ticaret politikalarında başarıya ulaşması, Amerika’nın günümüze dek sürekli
yenilikçi ve güçlü ekonomi politikalarıyla ulaşmasının belirleyicisidir. Ülkemizle
kıyaslayacak olursak, Türkiye özellikle bir önceki yazımda da belirttiğim gibi
80’li yıllarda ithal ikameci politikadan kurtulması ve serbest ticarete
başlamasıyla istenilen düzeyde olmasa da gelişme göstermiştir. Siyasi ve
ekonomik krizler neticesinde 2002’ye kadar uzanan yanlış politikalar ve krizler
2002’de Güçlü Ekonomiye Geçiş Programıyla birlikte ülke ekonomisinde reformlara
gidilmesi 2008 krizine kadar istikrarlı bir politika ile yola çıkılması ve
2008’den sonra hala etkisi altında olduğumuz küresel krizin tüm Avrupa ve
nispeten ülkemizde de etkisini sürdürmesi bazı inovatif fikirlerin gelişmesine
ve gecikmesine neden olmuştur.
Günümüzle 40 yıl önceki teknolojiyi kıyaslayacak olursak, 40
yıl önce yaşayan insanlar günümüzde dokunmatik ve ya temassız çalışan elektonik
aletleri hayal bile edemezlerdi. Burdan anlaşıldığı üzere şuan hayalini
kurduğumuz bir çok teknolojik yenilik 40 yıldan kısa bir sürede karşımıza
çıkacaktır. Elbette ki inovasyon istikrar ve sürdürülebilirlik politikaları ile
başarıya ulaşır. Bunu gelecekte ekonomik krizlerin olabileceği ihtimallerini
katsak dahi global krizlerin var olmadığı bir dünyada inovasyon ülkelerin
gelişiminin en temel araçlarından birisidir.
Dinlediğim ilginç bir olayıda sizlerle paylaşmak isterim.
Hiç teknoloji görmeyen bir topluluğun çocuklarına tabletler dağıtılıyor. Yalnız
bu çocuklar tabletin on/off tuşunu dahi hiç bilmezken, 5 günde 80 adet android
uygulaması kullanıyor ve en ilginç vaka ise 6 ayda android uygulamasını
hackliyorlar. Çıkarım yapacak olursak, yaratıcı fikirlerle kontrol hissinin bir
arada yürütülmesi hissi oldukça önemli bir yere sahiptir özellikle çocuklarda.
İnovasyon kavramının her toplumda daha ileri aşamalara ulaşması için; bakış
açısı, yaratıcılık, birbiriyle bağlantılı olma ve toplumun izolasyonda olmaması
gerekmektedir. İnovasyon çalışmalarına, teknoloji alanında büyül önem veren
global şirketler sergiledikleri üstün performanslarını önceki cümlede
belirttiğim 4 madde ile geliştirdikleri ortadadır. Örnek verecek olursak;
Arçelik firmasının yaptığı yenilikler üstün stratejik politikalarla,
bakış
açısıyla ve yaratıcılığın ön planda tutulmasıyla gerçekleşmektedir.
Türkiye Ekonomi Bankası KOBİ’lere verdiği desteklerle
Türkiye’de ön planda bulunan bir şirkettir. Kısaca değinecek olursak; Şirket
son yıllarda girişimciliğe ve inovasyona verdiği önem ile TİM’in destekleriyle
Girişim evleri projesini hayata geçirdi. Bu kurum girişim evleri ile inovatif
fikirlere hem maddi hem de manevi anlamda destek vermektedir hemde hiçbir
karşılık beklemeden. Özellikle projesi olanlar için önerebileceğim bir destek
projesidir.
Genç istihdamı konusuna değinecek olursak; bu konuda büyük
bir olasılıkla bir işsizlik ve globalleşmenin hakim olduğu açıktır. Bu sürecin
olumlu olarak ilerletilmesi için genç girişimcilerin inovatif fikirlerle kendi
istihdamını üretilecek destek ve politikalarla belirlemesi imkansız değildir.
Bu konuda hükümetlere oldukça fazla iş düşmektedir. G20 genç girişimci
Avusturma Başkanının belirttiği gibi; Büyük girişimciler öncelikle sorunu
ortaya çıkarmalı, ardından sürdürülebilir bir politika anlayışına hakim olmalı
ve hedef kitle belirlemelidir. Ayrıca şu 7 zihniyete adapte olmalıdır. Bunlar;
Güven,fırsat,hızlı karar verme,risk,disiplin,çalışkan olma ve öğrenmeye odaklı
bir yapı zincirinden ibarettir.
Borsa İstanbul yeni keşfettiği özel Pazar projesine ilk 6 ay
ve 5 yıla kadar iyi bir iş modeli olanlar başvurabiliyor. Ayrıca istenilen şey;
projenin işlenebilir ve desteklenebilir bir yapıda olmasıdır. Borsa İstanbul bu
tür projelere know-how desteği sağlayarak girişimciyi model olarak sunduğu
projenin benzerleriyle buluşturuyor ve her alanda destekliyor.
Son olarak geleceği tahmin etmenin en önemli görevi geleceği
şekillendirmektir. Geleceği şekillendirmek ülkenin gelişme düzeyine ve kalkınmasına
katkıda bulunmaktır. Markalaşmaya önem verilmeli ve Türk ürünlerini global
şirketlerin bünyesinde bulunan markalaşmış ürünlerle kıyaslanacak hale
getirmeyi kendi zihnimizde yer edinmeliyiz. Katma değerli ürünler üretmeye önem
verilmeli, inovasyon ve girişimcilik alanında eğitimlere ağırlık verilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder