Son yıllarda ülkemizde ve çevre ülkelerde yaşanan terör
olayları neticesinde ekonominin son iki yıldır durağan seyretmesi, ekonomik
varlığın tamamen ikinci plana atılması ve seçimlerinde etkisi ile gidişat
oldukça riskli düzeylerde seyretmektedir.
Türkiye, konumu itibariyle yıllar boyunca istikrarlı bir
ekonomi politikası benimseyememiştir. Aksine Avrupa ülkelerinde ikinci dünya
savaşından itibaren başlatılan kalkınma politikaları ile günümüzde yaşam
standartlarının ve kalitesinin en iyi seyirde işlediği aşikardır. Yıllar
boyunca terörle mücadelede ve ya siyasi istikrarsızlık neticesinde kalkınmasını
tamamlayamayan Türkiye, günümüzde de yine aynı sorunları yaşamakta ve bu
sorunları bir türlü bertaraf edememektedir. Gerek Ortadoğu’da yaşanan soğuk
savaş gerekse iç siyasi karışıklıklar neticesinde her yıl ülkenin ekonomik
anlamda doğrulamadığı gözler önündedir.
Ortadoğu’daki istikrarsızlık ve terör olaylarının Türkiye’ye
sıçraması ekonomik dalgalanmalara neden olmuştur. Dolar/TL paritesi artmış,
BİST düşüşe geçmiş, ihracat azalmış ve ekonomik sorunlar ardı ardına
sıralanmaya başlamıştır. Üreten Türkiye hayalleri ile 2023 hedeflerine göz
kırpan bir sistemin işlemesi ancak bu terör olaylarının bitmesi ve istikrarın
hızla sağlanması ile olabilecek unsurlardır. Aksine belirttiğim gibi 2023
hedefleri sadece raflardaki tozlu kitap misali bir köşeye atılacak ve bir daha
anılmamak üzere, bulunduğumuz döneme uygun yeni hedefler belirlenecektir ki bu
hedefler 2023 hedeflerinin çok gerisinde kalacak hedefler olacaktır.
Hedefleri belirlerken üretim, tüketim, tasarruf ve yatırım
kalemlerine sadece ekonomik olarak değil siyasi, konjonktürel ve kültürel
olarak da bakmamız gerekir. Nitekim her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşam
standartları yükseldikçe daha çok harcamaya gittiği ( yani tasarrufların
azaldığı), işçi sınıfının tarım sektöründen direkt olarak hizmetler sektörüne
yöneldiği, eğitim kalitesinin iyileşmesi gerekirken azaldığı görülmektedir.
Ayrıca hükümetin ekonomi politikalarını sadece kendi parti ideolojisine göre
kurması, topluma yönelik değil de sadece oy devşirme amaçlı genişletici
politikaların uygulanması, tasarrufu teşvik etmeyen bir yapının oluşturulması,
vergi politikalarının iyileştirilememesi, zenginin çok zengin fakirin ise çok
fakir olduğu klasik Türkiye’nin ve zihniyetin hala aynı seviyelerde olduğunu
göstermektedir.
Türkiye gelişmesi ve ilerlemesi bulunduğu konum itibariyle
oldukça zor gibi görünse de aslında birçok hedef belirlenip Türkiye Cumhuriyeti
olarak üzerine gittiğimiz sürece her işin üstesinden gelecek güce ve yeteneğe
sahibiz. Burada en önemli faktör olan eğitim kalitesinin iyileştirilmesi ve
halkın bilinçlendirilmesi temel dayanağımız olmalıdır.
2015 yılının Türkiye açısından kayıp bir yıl olacağı
maalesef gözler önünde. Hükümetin kurulamaması ve terör olayları ülkeyi
yıpratmakta ve ekonomiye ciddi zararlar vermektedir. Umarım en kısa zamanda
hükümet kurulur ve terör olayları da tez zamanda bertaraf edilir.
Gökhan AKTOPRAK
https://twitter.com/GkhnAktoprak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder