Konunun içeriğine girmeden önce para politikası
stratejisinden kısaca bahsetmek gerekirse ; para politikası stratejisi, ulaşmak
istediğimiz bir amaca hangi unsurlarla ulaşmamız gerektiğini önceden
belirlememiz ve bir çatı altında ekonomik stratejileri bütünleştirmemizdir.
Ülkemizde para politikası stratejisi üç ana başlık altında yürütülmektedir. Bunlar
parasal büyüklük, döviz kuru hedeflemesi ve enflasyon hedeflemesidir. Ben ise
bu yazımda size enflasyon hedeflemesinden bahsedeceğim.
Bilindiği üzere Türkiye 2002 yılı öncesinde yüksek enflasyon
ile boğuşuyordu. 2002 yılı öncesinde uygulanan ekonomik politikalar ve siyasi
belirsizlikler ülke ekonomisine ve kalkınmasına büyük zararlar vermekteydi.
Türkiye 2002 yılında %38’lik bir enflasyon oranına sahipti. O dönemin
politikacıları bu enflasyon oranını düşürmek için örtük enflasyon hedeflemesi
ile 2006 yılına kadar enflasyonu düşürme eğilimini hedef aldılar. Örtük
enflasyon rejiminde herhangi bir hedef belirlenmemektedir. Yalnız fiyat
istikrarı kavramı belirtilir.
Örtük enflasyon hedeflemesinin en iyi örneğini Amerika’ya
bakarak görebiliriz. Amerika enflasyon hedefini rakamsal olarak belirlemez ama
fiyat istikrarında düşük enflasyon politikası uygulandığına yer verir. Peki biz
neden 2002 yılında böyle bir enflasyon hedeflemesine geçiyoruz? Çünkü açık
enflasyon hedeflemesi için belirli hedefleri, ara mekanizmayı ve bazı şartları
yerine getirmemiz gerekiyor. Yani açık enflasyon hedeflemesine hazır hale
getirmemiz gerekiyor. Bu yüzden de ilk önce örtük enflasyon hedeflemesi ile
mekanizma işliyor. Ayrıca örtük enflasyon hedeflemesine geçebilmek için yüksek
enflasyon oranlarının düşük enflasyon eğiliminde olması gerekir. Mesela %60 ve
ya %70 gibi enflasyon oranlarına sahip ülkelerde örtük enflasyon hedeflemesinin
uygulanışı oldukça güçtür.
Türkiye olarak 2002- 2005 yılları arasında örtük enflasyon ,
2006 yılından itibaren de açık enflasyon hedeflemesini uyguluyoruz.
Türkiye’de TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) hedeflenmektedir.
Nedeni ise kolay anlaşılır olmasıdır. Bazı ülkelerde ise çekirdek enflasyon
hedeflenir. Çekirdek enflasyon merkez bankasının performansını gösteren bir
enflasyon türüdür. Bu enflasyon türü aslında daha mantıklıdır ama anlatılması
zor olduğu için ülkemizde tercih edilmemektedir.
Peki enflasyon hedeflemesi için gerekli olan şartlar neler?
İlk şart olarak merkez bankası bağımsızlığını ele alabiliriz.
Enflasyon hedeflemesine geçilirken merkez bankası eğer bağımsız değilse
uygulanan para politikalarının hiçbir anlamı olmaz. Merkez bankası bağımsız
olursa hazine baskısına maruz kalmaz, ekonomiye çıkan para sınırlı olur,
ekonomiye aykırı şekilde piyasaya para enjekte edilmez. Enflasyon oranlarının
yüksek olduğu ülkelerde genellikle merkez bankası bağımsızlığının ihlal
edildiğini görürüz.
İkinci şart ise mali baskınlıktır. Mali baskınlığın olmaması
için mali disiplinin sağlanması gerekir. Mali disiplini sağlamak içinde
devletin bütçesini bir araya getirmemiz gerekir. Yani bütçe açıklarını finanse etmemiz
gerekir. Bütçe açıklarının en temel finansman kaynağı kamu borçlarıdır. Eğer
bir ekonomide kamu borç stoğu / GSYİH oranı yüksek ise o ekonomide mali baskınlık
var diyebiliriz. Peki bunun enflasyonla ne alakası var? Eğer kamu borçları
GSYİH’den yüksekse faiz oranları da yüksek olur. Yani bir taraftan enflasyon
hedeflemesi uygulayarak enflasyon ve faiz oranlarını düşürme eğilimi ile
uğraşırken diğer taraftan borçlar faiz oranlarına önemli etkide baskı yapar. Bu
durumda enflasyon hedeflemesine zarar vermemek için bütçe
açıklarına önem verilmesi gerekir ve faiz dışı harcamalarla finanse edilmesi
gerekir.
Üçüncü ve son şart ise finansal sistemin güçlü olmasıdır.
Finansal sistem denildiğinde akla ilk bankalar gelir. Bankalar finansal
sistemin %90’ını oluşturur. Finansal sistemin olmadığı bir ülkede eğer düşük
enflasyon var ise krize girilir. Mesela günümüzden örnek verecek olursak
Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi enflasyonu düşük olan ülkelerde finansal
sistem olmadığı için kriz baş göstermiştir. Bu yüzden de finansal sistem
sürekli denetim ve gözetim altında tutulmalıdır.
Ülkemizde finansal sistemi BDDK denetler. BDDK; sermaye
yeterlilik oranını güçlü tutmak için bankaların bilançolarını kontrol edip
finansal sistemi istikrarlı ve sağlam tutmaya çalışır.
https://twitter.com/GkhnAktoprak
https://twitter.com/GkhnAktoprak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder