12 Ağustos 2014 Salı

Para Politikası Stratejisinde Enflasyon Hedeflemesi




Konunun içeriğine girmeden önce para politikası stratejisinden kısaca bahsetmek gerekirse ; para politikası stratejisi, ulaşmak istediğimiz bir amaca hangi unsurlarla ulaşmamız gerektiğini önceden belirlememiz ve bir çatı altında ekonomik stratejileri bütünleştirmemizdir. Ülkemizde para politikası stratejisi üç ana başlık altında yürütülmektedir. Bunlar parasal büyüklük, döviz kuru hedeflemesi ve enflasyon hedeflemesidir. Ben ise bu yazımda size enflasyon hedeflemesinden bahsedeceğim.

Bilindiği üzere Türkiye 2002 yılı öncesinde yüksek enflasyon ile boğuşuyordu. 2002 yılı öncesinde uygulanan ekonomik politikalar ve siyasi belirsizlikler ülke ekonomisine ve kalkınmasına büyük zararlar vermekteydi. Türkiye 2002 yılında %38’lik bir enflasyon oranına sahipti. O dönemin politikacıları bu enflasyon oranını düşürmek için örtük enflasyon hedeflemesi ile 2006 yılına kadar enflasyonu düşürme eğilimini hedef aldılar. Örtük enflasyon rejiminde herhangi bir hedef belirlenmemektedir. Yalnız fiyat istikrarı kavramı belirtilir.
Örtük enflasyon hedeflemesinin en iyi örneğini Amerika’ya bakarak görebiliriz. Amerika enflasyon hedefini rakamsal olarak belirlemez ama fiyat istikrarında düşük enflasyon politikası uygulandığına yer verir. Peki biz neden 2002 yılında böyle bir enflasyon hedeflemesine geçiyoruz? Çünkü açık enflasyon hedeflemesi için belirli hedefleri, ara mekanizmayı ve bazı şartları yerine getirmemiz gerekiyor. Yani açık enflasyon hedeflemesine hazır hale getirmemiz gerekiyor. Bu yüzden de ilk önce örtük enflasyon hedeflemesi ile mekanizma işliyor. Ayrıca örtük enflasyon hedeflemesine geçebilmek için yüksek enflasyon oranlarının düşük enflasyon eğiliminde olması gerekir. Mesela %60 ve ya %70 gibi enflasyon oranlarına sahip ülkelerde örtük enflasyon hedeflemesinin uygulanışı oldukça güçtür.

Türkiye olarak 2002- 2005 yılları arasında örtük enflasyon , 2006 yılından itibaren de açık enflasyon hedeflemesini uyguluyoruz.
Türkiye’de TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) hedeflenmektedir. Nedeni ise kolay anlaşılır olmasıdır. Bazı ülkelerde ise çekirdek enflasyon hedeflenir. Çekirdek enflasyon merkez bankasının performansını gösteren bir enflasyon türüdür. Bu enflasyon türü aslında daha mantıklıdır ama anlatılması zor olduğu için ülkemizde tercih edilmemektedir.

Peki enflasyon hedeflemesi için gerekli olan şartlar neler?

İlk şart olarak merkez bankası bağımsızlığını ele alabiliriz. Enflasyon hedeflemesine geçilirken merkez bankası eğer bağımsız değilse uygulanan para politikalarının hiçbir anlamı olmaz. Merkez bankası bağımsız olursa hazine baskısına maruz kalmaz, ekonomiye çıkan para sınırlı olur, ekonomiye aykırı şekilde piyasaya para enjekte edilmez. Enflasyon oranlarının yüksek olduğu ülkelerde genellikle merkez bankası bağımsızlığının ihlal edildiğini görürüz.

İkinci şart ise mali baskınlıktır. Mali baskınlığın olmaması için mali disiplinin sağlanması gerekir. Mali disiplini sağlamak içinde devletin bütçesini bir araya getirmemiz gerekir.  Yani bütçe açıklarını finanse etmemiz gerekir. Bütçe açıklarının en temel finansman kaynağı kamu borçlarıdır. Eğer bir ekonomide kamu borç stoğu / GSYİH oranı yüksek ise o ekonomide mali baskınlık var diyebiliriz. Peki bunun enflasyonla ne alakası var? Eğer kamu borçları GSYİH’den yüksekse faiz oranları da yüksek olur. Yani bir taraftan enflasyon hedeflemesi uygulayarak enflasyon ve faiz oranlarını düşürme eğilimi ile uğraşırken diğer taraftan borçlar faiz oranlarına önemli etkide baskı yapar. Bu durumda enflasyon hedeflemesine zarar vermemek için bütçe açıklarına önem verilmesi gerekir ve faiz dışı harcamalarla finanse edilmesi gerekir.

Üçüncü ve son şart ise finansal sistemin güçlü olmasıdır. Finansal sistem denildiğinde akla ilk bankalar gelir. Bankalar finansal sistemin %90’ını oluşturur. Finansal sistemin olmadığı bir ülkede eğer düşük enflasyon var ise krize girilir. Mesela günümüzden örnek verecek olursak Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi enflasyonu düşük olan ülkelerde finansal sistem olmadığı için kriz baş göstermiştir. Bu yüzden de finansal sistem sürekli denetim ve gözetim altında tutulmalıdır.

Ülkemizde finansal sistemi BDDK denetler. BDDK; sermaye yeterlilik oranını güçlü tutmak için bankaların bilançolarını kontrol edip finansal sistemi istikrarlı ve sağlam tutmaya çalışır.

https://twitter.com/GkhnAktoprak


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

56 Yaşında Hayat Gözlerini Yuman Milyarder Steve Jobs'un Yazdığı Son Yazı

İş yaşamında büyük başarılara ulaştım. Kimilerinin gözünde yaşamım başarının simgesi, fakat işin dışında çok az neşem oldu benim. İşin sonu...